Sabırsız Zürafa Meraklı ve Fil Tonton: Sabretmeyi Öğreten Masal
Güneşin gökyüzünde pırıl pırıl parladığı Afrika savanlarında, iki çok iyi arkadaş yaşarmış. Biri, uzun boynuyla her yere uzanmaya çalışan ama bir türlü yerinde duramayan meraklı zürafa yavrusu Meraklı'ymış. Diğeri ise sakin adımlarıyla dolaşan, kocaman kalpli fil yavrusu Tonton'muş.

Meraklı her şeyi "hemen şimdi" istermiş. Göl kenarına mı gidecekler? Koşarak gider, Tonton'u beklemezmiş. Kelebek mi gördü? Onu hemen yakalamak için zıplar dururmuş.

Bir gün, iki arkadaş savananın ortasındaki devasa Mango Ağacı'nın yanına gelmişler. Ağacın dalları, yeşil yeşil, sert görünümlü mangolarla doluymuş. Meraklı, "Yaşasın! Mango zamanı!" diye bağırmış. Uzun boynunu dallara uzatmış, en yakındaki mangoyu koparıp ısırmaya çalışmış. "Ayy! Dişim!" diye bağırmış. "Bu çok ekşi ve sert! Tıpkı bir taş gibi!"

Tonton'un Sakinliği
Meraklı öfkeyle mangoyu yere atmış. "Neden böyle bunlar? Ben tatlı mango istiyorum, hem de şimdi!" diye tepinmiş.

Yavaşça bir yaprağı koparan Tonton, arkadaşına bakıp gülümsemiş. "Ama Meraklı," demiş sakin sesiyle, "bunlar henüz 'hazır' değil. Annem der ki; en tatlı mangolar, güneşin onları altın sarısına boyamasını ve yumuşatmasını bekleyenlerdir."
"Beklemek mi?" demiş Meraklı. "Beklemek dünyanın en sıkıcı şeyi! Ben bekleyemem!"

Tonton hortumunu sallamış. "Beklemek sıkıcı olmak zorunda değil. Sadece 'büyümek' için zamana ihtiyaçları var. Tıpkı bizim gibi. Hadi, mangolar olgunlaşırken biz de su içme çukuruna gidelim, orada oynarız."

Beklemeyi Öğrenmek
Meraklı pek istemese de arkadaşının peşinden gitmiş. Günler geçmiş. Meraklı her sabah Mango Ağacı'na koşup bakmış. Mangolar hala yeşilmiş. Tonton ise ona her gün farklı bir oyun öğretmiş. Bazen bulutların şekillerini tahmin etmişler, bazen de anne kuşların yavrularına nasıl yemek taşıdığını izlemişler. Meraklı, beklerken eğlenebileceğini fark etmeye başlamış.

Yine bir sabah, Meraklı uyandığında burnuna harika bir koku gelmiş. Bu, ekşi bir koku değilmiş; tatlı, mis gibi bir kokuymuş. İki arkadaş koşarak ağacın altına gitmişler.

Sabrın Tatlı Ödülü
Ağacın dalları artık yeşil değil, turuncu ve sarı renkli, yumuşacık görünen mangolarla doluymuş. Hatta yere birkaç tane düşmüş bile! Meraklı hemen birini almış ve ısırmış. Gözleri mutlulukla parlamış.
"Tonton! Bu harika! O kadar tatlı ki! Bugüne kadar yediğim en güzel mango!"
Tonton da bir mangoyu afiyetle yerken cevap vermiş: "Gördün mü? Beklediğimize değdi. En güzel şeyler, onlara zaman tanıdığımızda gelir."

Meraklı o gün çok önemli bir şey öğrenmiş: Gerçek lezzet ve mutluluk, acele etmekte değil, doğru zamanı sabırla beklemekte gizliymiş.